11 Ekim 2010 Pazartesi

Fethullah Gülen’i Sürekli Yanlış Anlamak

Namık Kemal’in ‘Vatan Yahut Silistire’ adlı tiyatro oyununun çılgın karekteri Abdullah Çavuş sürekli “bende şehit olsam kıyamet mi kopar?” diyordu. Oyunun sonunda İngilizlerin silah deposunu imha etmek için depoya girdi kendini depoda patlattı ve öldü.



İstanbul’un fethinde ise en çok zayihatı kızgın yağlardan vermiştik. Yeniçeri surların önünde kıldığı 4 Mayıs sabah namazında , Bizans askerlerinin yedikule surlarının üzerinde kızarttığı yağların kendileri için hazırlandığından emindi. Özellikle ilk hucuma kalkacak olan 'deliler'. Bile bile o yağın üzerine gittiler ve öldüler. Sırf arkadaki yeniçeriye kızartılacak yağ kalmasın ve fetih gerçekleşsin diye.


Irakta onurundan başka namusu dahil hiçbir şeyi kalmamış bir çok mücahit, beline bomba bağlayıp Amerikan askerleri arasında patlatıp öldü.

Bu 3 hadisenin hepside, bakış açısına göre farklı yorumlanabilir. Bu olayların üçüne birden intihar diyende çıkar, şehit olmuşlar diyende. Ama şurası kesin ki hiçbirinin birbirinden farkı yoktur ve üçünde de ölüm ihtimali neredeyse yüzde yüzdür.

Gelelim işin Fethullah Gülen tarafına;

Cüneyt Özdemir’in ‘dipnot.tv’ sitesinde yer alan "Pensilvanya'da Fethullah Gülen İle Bir Gün" başlıklı yazısında;

“Fethullah Gülen, Mavi Marmara'da pek çok gönüllünün sürekli tekrar ettiği 'şehit olmaya gidiyoruz' retoriğine şiddetle karşı çıkıyor. Böylesine bir şeyin şehitlik bile kabul edilemeyeceğini söylüyor."

İfadeleri geçiyor.

Bu ifadenin özeti; Mavi Marmaradakiler bile bile ölmeye gittiklerinden, şehit kabul edilemezler.

Bu yazının tam metni Fethullah Gülen’in resmi web sitelerinden biri olan ‘tr.fgulen.com’ adlı internet sitesindede var.

Bilenler bilirler ki Fethullah Gülen kendisi ile yayınları gayet dikkatli takip eder ve yalan olanları, onaylamadıkları bir kaç saat içerisindeki bu siteden tekzip eder. Eğer mahkeme kararı aldıysa bu kararıda bu siteden yayınlar.

Bu yazının ardından 10 gün geçmesine rağmen yazı yalanlanmamış, tekzip edilmemiş aksine resmi sitede yayınlanarak onaylanmıştır.

Bu resmi ağızdan onaylamalara rağmen, hala cemaate yakın yazarların ve etrafımdaki bazı şakirt arkadaşların,
“Hocam ,Cüneyt Özdemir Amerikada Hocafendi ile görüşürken yanında ses kaydı yapacağı bir araç yoktu. O kendi anladıklarını aktarmış, Bu nedenle mübarek sen yanlış anlamışsın.” türü bahaneleri yeni değil.

“Mübarek sen yanlış anlamışsın” türü bahaneler “Mavi marmara otoriteye başkaldırıdır” açıklaması sonrasıda, Fethullah Gülen’in röportaja tekzip yayınlamasına rağmen bazı şakirtler tarafından bendenize söylenmişti.

Analayacağınız son günlerde Fethullah Gülen, biz okuduğunu anlamayanlar tarafından sürekli yanlış anlaşılıyor.

İşin esası şu ki; Fehtullah Gülen gayet tutarlı ve yanlış anlama falan da yok. Irak’ta kendini patlatıp, 'intihar saldırısı' ( yapılan eyleme ,bu isim de amerikan medyası tarafından verilmiştir) yapan insanlara 'terörist' diyende (bkz. Nuriye akman’la röportajı), mavi marmaradakilere şehit kabul edilemezler diyende kendisi.

Esas kendiyle çelişenler, kendi doğruları ile cemaatin doğruları arasından kalan şakirtlerdir. Zira aynı arkadaşlar İstanbul’un fethindeki askerleri şehit olarak, kutlu hadise nail olmuşlardır diyerek sahiplenirler. Fethullah Gülen’in açıklamasına kadar mavi marmarayı sahiplendikleri gibi.

Hakikate gelince ise kimin şehit olup, kimin şehit olmadığını Allah’tan başka bilen yoktur.

entropi