Efendim ne yalan söyleyeyim futbol seyretmeyi de, futbol yazısı yazmayı da çok severim. Futbolumuzun gerek Ermenistan maçıyla gerek Melih Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediyesinin ligden düşürülmesi nedeniyle siyasetle iç içe geçti. Ve arada yastık da yok.
Aşk-ı Memnu dizisindeki Behlül ile Bihterinin yarı üryan haldeki vaziyet-i aşklarından sonra yaptıkları “Arada yastık vardı” açıklaması halkımızın gönlüne bir nebze olsun su serpmişti vesselam. Ama aynı lakırdı siyasetle futbol ilişkisi için söyleyen olmadı.
Ama imdadımıza sevgili imparatorumuz yetişti de istifa etti. Bu sayede hem gündemi değiştirdi hem de siyasetle futbolu birbirinden ayırdı derken, milliyetçi Arda ile milliyetçi Rüştü’nün açıklamaları geldi. Ne imiş efendim “Türk hoca isterlermiş”. Bu açıklamalardan sonra Türk düşünce hayatının laik zevatından birçok isim, milli takım -onlara göre ulusal takım- hocasının kim olacağını ulusalcı eksende değerlendirmeye başladılar.
Bu değerlendirmeleri aşağıda rapor şeklinde hizmetinize sunuyorum.
Evvela; İmparator mahlaslı bir zatın ulusal takımdan terk-i diyar etmesi her bakımdan ala olmuştur. Neme lazım efendim bu “imparator” lafzı balık hafızalı milleti şuuruna nakşedilirde “saltanat geri gelsin” diye ayaklanıverirler.
Saniyen; Piyasada dolaşan Ertuğrul Sağlam ismi hem hanımının mesture hem de kendinin illegal cemaat mensubu olması sebebi “İmparator” mahlasından bile dahi vahim vaziyetler oluşturabilir. Hele birde futbolculara oruç tutmalarına falan izin verirse daha da önünü alamayız Allah muhafaza. Bu zatın şimdiki takımı olan Bursa sporda da muallimlik yapması da pek hayra alamet bir vaziyet değildir ve fakat şu an ulusal takım içün hatırlanmaması sebebiyle Bursaspor'da idame etmesi uygundur.
Salisen; Piyasada dolaşan diğer bir isim olan Abdullah Avcı da Ertuğrul Sağlam nispetinde olmasa da onunda önü kesilmesi gerekir. Şimdiki yeni yetmelerin deyimi ile CV’sinde Arda Turan, Aydın Yılmaz Kayseri spordan Ragıp ve Mehmet Erenler gibi isimleri alt yapıdan çıkarması, senelerce Ümit Ulusal takıma muallimlik yapması gibi referanslar bulunan bu zatında İstanbul Büyükşehir Belediyesinde muallimlik yapıyor olması ve mevcut iktidara yakın olduğu hepimizin malumudur. Bu nedenle bütün referanslar hatırlanmayarak milletin havsalasına dahi getirilmemelidir.
Devamen; İmdi en tehlikeli, en fitne fücur ve en caydırıcı ismi zikretmeye geldi. Kim mi? Tabi ki Hakan Şükür azizim. 22 sene bil fiil profesyonel futbol yaşamı olan, 250 in üzerinde golü olan ve tüm rekorları elinde bulunduran bu sporcunun önü derhal kesilmeli. Niyçün diye bir soru hepinizin aklına gelmesi gayet anlaşılabilir bir haldir. Bu sualinize derhal cevap vermeyi bir borç bilirim. El cevap; Hakan Şükür denen futbolcu da Ertuğrul Sağlam gibi aynı illegal fundamentalist cemaatin mensubudur. Ve bu cemaatin Amerika da yaşayan liderini de ziyaret ettiğini muhbirlerimiz ve çok sevgili hafiyelerimiz sayesinde fotoğraf, video gibi birçok teknolojik edevatla sabitlemiş bulunuyoruz. Merak buyuranlar içün bu video ve fotoğraflarından bir kopyasını da temin edebilirim.
İlaveten; Ulusal takım içün en kuvvetli adaylardan biride Sivas sporun eski muallimi Bülent Uygun beyefendidir. Futbolculuğunda Fenerbahçe de oynayan ve pek de parlak olamayan bu sporcu attığı goller neticesi verdiği asker selamı ile hepimizin hakkında hüsn-i zanlarda bulunmasına sebep olmuştur. Ama adı üstünde husn-i zan işte. Bu zatında gerek Hakan Şükür’e olan yakınlığı gerek de malum cemaatin düzenlediği Türkçe olimpiyatları törenine katılması sebebiyle hakkında araştırmalar yapılmaktadır. İşte bu nedenlerde bu zat-ı muhteremde şu an ulusal takım içün soyadının aksine uygun görülmemiştir.
Nihayeten; Bilindiği üzere ilm-i fizikte tesir aks-i tesir prensibi vardır. Bu prensip neticesinde ulaşılan sonuç şudur. Giden Fatih Terim hocanın halkımız üzerinde yaptığında tesire aksi tesir olabilecek bir hoca gereklidir. Buna en uydun yerli muallimde Türkiye’den Beşiktaş’ın başında olan ve “Türbanlılar okumak istiyorlarsa İran’a gitsinler” diyen ve ardından İran’a kendi giden Mustafa Denizli beydir. Ama onun şu anki bulunan takımdan ayrılması Beşiktaş’ın başına Ertuğrul Sağlam isminin gelmesini akıllara getirir. Ve bu seferde Beşiktaş kalesinin zapt olmasına neden olur. Yani değerli dava arkadaşlarım “Dimyada pirince giderken eldeki bulgurdan oluvermemek” icap eder.
Akla gelen ikinci yerli isimde Ersun Yanaldır. Bir dönem ulusal takımda görev yapan bu zat gayet laik gayet vatanperver olduğu içün şimdilik en uygun yerli isimdir. Ancak az evvel bahsettiğim tesir aks-i tesir prensibini Ersun Yanal hocanın karşılayamayacak olması durumda ise Yabancı muallimlere başvurulmalıdır. Bu yabancı muallimlerle ilgili mevzuda ileriki zamanlarda görüşülecektir.
Efendim bilindiği üzere Fenerbahçe – Galatasaray karşılaşmasının sene-i devriyelerine ulaşmış bulunmaktayız. Bende bir Galatasaraylı olarak bu mevzuya bahsetmeden geçemeyeceğim. Fenerbahçe cephesinin Gaziantep maçını neredeyse bile bile kaybetmesini ve perşembe günü oynayacağı Avrupa Kupası maçını ise hiç düşünmeyip sağda solda kutlamalar yapması zihnim bir anlam veremedi ve beni Allah sizi inandırsın hayretlere garg etti. Sonra düğün gecesinden birkaç gece önce cins-i latiflerin birleşip kına gecesi adı altında düzenledikleri oynamalı çalgılı eğlence aklıma geldi binaenaleyh buda fenerin kına gecesi olsa gerek diye düşündüm. İlahi Fenerbahçe kına gecesi ananesini de futbolumuza soktun ya sen çok yaşa emi.
Birlik beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde futbolumuzun üniter yapısının bozulmaması için makalem nerden okuduğumu hatırlamadığım bit özdeyiş ile nihayetlendirmek isterim.
"Türkiye'de birden fazla insanın bir araya gelerek ortaya koyabildiği en anlamlı topluluk Galatasaray futbol takımıdır"
Aşk-ı Memnu dizisindeki Behlül ile Bihterinin yarı üryan haldeki vaziyet-i aşklarından sonra yaptıkları “Arada yastık vardı” açıklaması halkımızın gönlüne bir nebze olsun su serpmişti vesselam. Ama aynı lakırdı siyasetle futbol ilişkisi için söyleyen olmadı.
Ama imdadımıza sevgili imparatorumuz yetişti de istifa etti. Bu sayede hem gündemi değiştirdi hem de siyasetle futbolu birbirinden ayırdı derken, milliyetçi Arda ile milliyetçi Rüştü’nün açıklamaları geldi. Ne imiş efendim “Türk hoca isterlermiş”. Bu açıklamalardan sonra Türk düşünce hayatının laik zevatından birçok isim, milli takım -onlara göre ulusal takım- hocasının kim olacağını ulusalcı eksende değerlendirmeye başladılar.
Bu değerlendirmeleri aşağıda rapor şeklinde hizmetinize sunuyorum.
Evvela; İmparator mahlaslı bir zatın ulusal takımdan terk-i diyar etmesi her bakımdan ala olmuştur. Neme lazım efendim bu “imparator” lafzı balık hafızalı milleti şuuruna nakşedilirde “saltanat geri gelsin” diye ayaklanıverirler.
Saniyen; Piyasada dolaşan Ertuğrul Sağlam ismi hem hanımının mesture hem de kendinin illegal cemaat mensubu olması sebebi “İmparator” mahlasından bile dahi vahim vaziyetler oluşturabilir. Hele birde futbolculara oruç tutmalarına falan izin verirse daha da önünü alamayız Allah muhafaza. Bu zatın şimdiki takımı olan Bursa sporda da muallimlik yapması da pek hayra alamet bir vaziyet değildir ve fakat şu an ulusal takım içün hatırlanmaması sebebiyle Bursaspor'da idame etmesi uygundur.
Salisen; Piyasada dolaşan diğer bir isim olan Abdullah Avcı da Ertuğrul Sağlam nispetinde olmasa da onunda önü kesilmesi gerekir. Şimdiki yeni yetmelerin deyimi ile CV’sinde Arda Turan, Aydın Yılmaz Kayseri spordan Ragıp ve Mehmet Erenler gibi isimleri alt yapıdan çıkarması, senelerce Ümit Ulusal takıma muallimlik yapması gibi referanslar bulunan bu zatında İstanbul Büyükşehir Belediyesinde muallimlik yapıyor olması ve mevcut iktidara yakın olduğu hepimizin malumudur. Bu nedenle bütün referanslar hatırlanmayarak milletin havsalasına dahi getirilmemelidir.
Devamen; İmdi en tehlikeli, en fitne fücur ve en caydırıcı ismi zikretmeye geldi. Kim mi? Tabi ki Hakan Şükür azizim. 22 sene bil fiil profesyonel futbol yaşamı olan, 250 in üzerinde golü olan ve tüm rekorları elinde bulunduran bu sporcunun önü derhal kesilmeli. Niyçün diye bir soru hepinizin aklına gelmesi gayet anlaşılabilir bir haldir. Bu sualinize derhal cevap vermeyi bir borç bilirim. El cevap; Hakan Şükür denen futbolcu da Ertuğrul Sağlam gibi aynı illegal fundamentalist cemaatin mensubudur. Ve bu cemaatin Amerika da yaşayan liderini de ziyaret ettiğini muhbirlerimiz ve çok sevgili hafiyelerimiz sayesinde fotoğraf, video gibi birçok teknolojik edevatla sabitlemiş bulunuyoruz. Merak buyuranlar içün bu video ve fotoğraflarından bir kopyasını da temin edebilirim.
İlaveten; Ulusal takım içün en kuvvetli adaylardan biride Sivas sporun eski muallimi Bülent Uygun beyefendidir. Futbolculuğunda Fenerbahçe de oynayan ve pek de parlak olamayan bu sporcu attığı goller neticesi verdiği asker selamı ile hepimizin hakkında hüsn-i zanlarda bulunmasına sebep olmuştur. Ama adı üstünde husn-i zan işte. Bu zatında gerek Hakan Şükür’e olan yakınlığı gerek de malum cemaatin düzenlediği Türkçe olimpiyatları törenine katılması sebebiyle hakkında araştırmalar yapılmaktadır. İşte bu nedenlerde bu zat-ı muhteremde şu an ulusal takım içün soyadının aksine uygun görülmemiştir.
Nihayeten; Bilindiği üzere ilm-i fizikte tesir aks-i tesir prensibi vardır. Bu prensip neticesinde ulaşılan sonuç şudur. Giden Fatih Terim hocanın halkımız üzerinde yaptığında tesire aksi tesir olabilecek bir hoca gereklidir. Buna en uydun yerli muallimde Türkiye’den Beşiktaş’ın başında olan ve “Türbanlılar okumak istiyorlarsa İran’a gitsinler” diyen ve ardından İran’a kendi giden Mustafa Denizli beydir. Ama onun şu anki bulunan takımdan ayrılması Beşiktaş’ın başına Ertuğrul Sağlam isminin gelmesini akıllara getirir. Ve bu seferde Beşiktaş kalesinin zapt olmasına neden olur. Yani değerli dava arkadaşlarım “Dimyada pirince giderken eldeki bulgurdan oluvermemek” icap eder.
Akla gelen ikinci yerli isimde Ersun Yanaldır. Bir dönem ulusal takımda görev yapan bu zat gayet laik gayet vatanperver olduğu içün şimdilik en uygun yerli isimdir. Ancak az evvel bahsettiğim tesir aks-i tesir prensibini Ersun Yanal hocanın karşılayamayacak olması durumda ise Yabancı muallimlere başvurulmalıdır. Bu yabancı muallimlerle ilgili mevzuda ileriki zamanlarda görüşülecektir.
Efendim bilindiği üzere Fenerbahçe – Galatasaray karşılaşmasının sene-i devriyelerine ulaşmış bulunmaktayız. Bende bir Galatasaraylı olarak bu mevzuya bahsetmeden geçemeyeceğim. Fenerbahçe cephesinin Gaziantep maçını neredeyse bile bile kaybetmesini ve perşembe günü oynayacağı Avrupa Kupası maçını ise hiç düşünmeyip sağda solda kutlamalar yapması zihnim bir anlam veremedi ve beni Allah sizi inandırsın hayretlere garg etti. Sonra düğün gecesinden birkaç gece önce cins-i latiflerin birleşip kına gecesi adı altında düzenledikleri oynamalı çalgılı eğlence aklıma geldi binaenaleyh buda fenerin kına gecesi olsa gerek diye düşündüm. İlahi Fenerbahçe kına gecesi ananesini de futbolumuza soktun ya sen çok yaşa emi.
Birlik beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde futbolumuzun üniter yapısının bozulmaması için makalem nerden okuduğumu hatırlamadığım bit özdeyiş ile nihayetlendirmek isterim.
"Türkiye'de birden fazla insanın bir araya gelerek ortaya koyabildiği en anlamlı topluluk Galatasaray futbol takımıdır"
22 Ekim 2009/Perşembe
entropi